Work hard, play hard!
Hayatımın en önemli iş görüşmesinde giyeceklerim, sosyal medyanın bizi soktuğu negatif döngüler, doğru pozisyon almak
3 yıl önce; tam ben İngiltere’den dönmüş, Moda’da Furkan ile evimizi tutmuş ve üç silahşörler* olarak Comparisonator’a yatırım ararken Ömer abi sayesinde o büyük farkındalığı yaşadık.
Son 3 yılımızı Comparisonator’a adamış, 1.5 yıl hiçbir getiri olmadan MVP’yi geliştirmiş, sonrasında küçük küçük satış yapmaya başlamış ancak COVID ile de yüzleşmiş bir ekip olarak kaybolmuştuk.
Hali hazırda çok düşük bir getirisi, bunun yanında potansiyeli ve harika bir ekibi olan Comparisonator’a yatırım bulmak kolay olmadı. Tam o zamanlarda kendimizi hırpalanmış bir şekilde bulmuş, oyun planımızı tartışırken Ömer abi, yaşayış biçimimi değiştiren o sözleri söyledi:
“Arkadaşlar, sizler çok çalışıyorsunuz. Bu tempoda kendinize çok iyi bakmanız ve yediklerinize içtiklerinize dikkat etmeniz gerekiyor. Dandik yemek yemeyecek, sporunuzu yapacak ve eğlenecekseniz en iyi şekilde eğleneceksiniz. Work hard, play hard!”
Ömer Atakoğlu
Aynı sözü bir başka ünlüden daha duymuştum
Ömer Atakoğlu, Türkiye’de baskı sektörünü tamamen değiştirecek adımlar attı ancak David Guetta kadar ünlü bir tekli çıkarmadığı için bu sözü benim gibi ilk David Guetta’dan duymuş olmanız muhtemel :)
Bu yüzden ben de hayatımın her alanında daha dikkatli olmaya başladım. Dışarıda yemek yerken güvenebileceğim yerleri tercih ediyor, son 3 senedir düzenli spor yapıyor (2 aydır ara vermek zorunda kaldım) ve eğlenirsem de bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
İlk 2 maddeyi anneniz de söylemiş olabilir pek tabii. Ancak 3. maddeyi çoğu zaman işin ve stresin merkeze oturduğu hayatında komando girişimci* unutuyor olabilir. O sözü duyduğum günden beri “I enjoy my life in the best possible way.” (Hayatın tadını çıkarıyorum.) çünkü eğer hayatın tadını sen çıkarmazsam bir başkası çıkaracak ve sen Instagram’da izleyeceksin.
Hayatta kimse, eğer doğdunuz veya seçtiğiniz ailenizin bir parçası değilse, sizin hayattan keyif alıp almadığınızı önemsemeyecek. Hayattan keyif alabilmek ve nasıl bir hayat yaşayacağınızı seçmek sizin elinizde.
Sosyal medyanın bizi soktuğu negatif döngü
Dünyada haber yapan herkes bunu sosyal medyanın bizi soktuğu bir döngü olarak açıklayacaktır. 12 sene önce hacker forumlarında takılıp yazılım öğrenirken, fake internet siteleri yapıp arkadaşlarımın hesaplarını çalmaya çalışırken* ailem de benim asosyal olduğumu düşünüyordu.
Aslında; insan psikolojisinin ödül mekanizmasına göre mükemmel bir biçimde tasarlanmış bu sistemin;
Sizi esir alması,
Başkalarının parlayan hayatları üzerinden sizi negatif döngülere sokması,
Vaktinizi tüketip üretkenliğinizi dibe çekmesi
hiç sürpriz değil. Vaktinizi nakite dönüştürmek için çalışan ve araştırma yapan binlerce araştırmacının alın teri.
Bu sistemin bir kölesi olmadan yaşamak; hedeflerinize kilitlenmek ve her ne olursa olsun vazgeçmemek ile mümkün oluyor. Unutmayın, pes ettiğiniz gün kaybedersiniz. Oyun devam ediyor, lehinizde ya da aleyhinizde… Doğru pozisyon almak sizin elinizde.
Hayatımın en iyi günü
Uzun zamandır hangi gün hayatımın en iyi günüydü konusunda git-gellerde kalmıştım. Sanırım bu sorunun cevabını bir süreliğine 20 Ocak 2024 olarak değiştirdik 🥳
1 ay önceden, 20 Ocak 2024 günü için 120 arkadaşıma “Hayatlarının en önemli iş görüşmesine geliyor gibi gelmelerini” söyledim, 80’i geldi ve hep beraber unutulmaz bir gece yaşadık.
Gelenler bana “Hayatının en önemli iş görüşmesine böyle mi gideceksin?” dediler. Hayatımın en önemli iş görüşmesinde giyeceklerim: Kasket, siyah kazak, pantolon, kimono ve üzerinde yelkenler olan bir kravat…
meow!