Zeki insanları neden veriyle beslemeliyiz?
Karate Kid'den öğrendiklerimiz, Netflix ve No Rules Rules, çevre kontrolü (futboldaki değil), veriyle beslenmenin önemi, takip etmemeniz(!) gereken o hesaplar
Bu haftaki yazıma ekstra mutlu ve motive başlıyorum, çünkü ilk kez birisi zorunda olmamasına ve ekstra bir kazancı olmamasına rağmen Pledge a subscribe yani abone olma sözü tuşuna bastı.
Büyük mor butona basan sevgili dostum Erdi’ye buradan kucaklar dolusu sevgi göndererek yazıma başlıyorum.
Karate Kid’de “ceketi giy, çeketi çıkar, ceketi yere at, ceketi yerden al, ceketi as, ceketi geri giy” sahnesi vardır efsanevi. Tabii ben bu filmin 2010 yapımını izlediğim için aranızda moruklar varsa onlar Jackie Chan’li versiyonu değil eskisini izlemiştir.
Ben de 10X Girişimci’de The Karate Kid’de olduğu gibi direkt sonuca giden yazılar değil, daha temelden, her konuyu bağlamıyla açıklayarak ilerlemek istiyorum.
Kuralsız Başarı
Zeki insanların anlatılan konuları bağlam ile daha iyi kavradığını ve daha efektif karar verebildiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin büyük bir kısmını da Netflix’in CEO’su Reed Hastings’in araştırmacı yazar Erin Meyer ile birlikte çıkardığı ve Netflix’in acımasız kurum kültürünü anlatan kitabı No Rules Rules’dan edindim diyebilirim.
Netflix’in kısa zamanda birkaç kere pivot ederek şu anda bulunduğu iş modeline gelişi ve burada yüksek zekalı insanları nasıl yönettiğini anlattığı bir kitap. İlgilisine 2 sene önceki küçük incelememi ve Levent Sapcı’nın YouTube videosunu tavsiye ederim.
Fikirlerimi daha detaylı açıklayacağım, önce küçük bir hikayeyle başlayalım.
Çevre kontrolü (Futbol’daki değil)
2015 yazında, Beşiktaş Anadolu Lisesi’nde öğrenciyken Boğaziçi Üniversitesi Teleiletişim ve Araştırma Merkezi (TETAM)’da Türkiye’deki İnternet’in 4 babasından biri* Mehmet Ufuk Çağlayan hocamız sayesinde staj yapma fırsatı bulmuştum.
Buraya giden yol ve burada öğrendiklerim, ileride anlatacağım çok başka bir hikâye, TETAM’a şu an çökülmesi bambaşka bir hikaye; bugün değineceğim kısmı ise TETAM’da bana mentörlük yapan Linux’un efendisi Sadık Tekgöz’den edindiğim bir alışkanlık.
Sadık abi her sabah 4-5 farklı gazeteyi yeni sekmede açar ve haberlere farklı gözlüklerden göz atardı. Bana öğüdü de çevremden haberdar olmam ve farklı görüşlerin getirdiği farklı perspektiflerden olayları analiz etmemdi.
O günden sonra her gün, gazete okumasam da dünyada ve Türkiye’de neler oluyor, beni ilgilendiren yeni ne var, hep teyakkuzda oldum. Sosyal medya dünyaya açılan en önemli kapıydı benim için ve bugün de öyle.
Dünyada neler oluyor?
Yıllar sonra bu durumun önemini en önemli mentörlerimden Ömer Atakoğlu daha da somutlaştırdı.
Zeki insanların potansiyellerini gösterebilmeleri için veriyle beslenmeleri gerekir.
Boşuna “İşleyen demir pas tutmaz” dememiş atalarımız. Komando girişimcinin potansiyeline ulaşabilmesi, aşabilmesi için veriyle beslenmesi gerekir.
Benim takip ettiğim başarılı insanlar da istisnasız bilgiyle kendini besleyen ve çevredeki fırsatları kollayan insanlar. Gördüğüm başarılı yatırımcılar da hep kendi balıklarını kendi tutuyor. Önüne gelen balığı iştahla yiyenini görmedim :)
Günümüzde bilginin sel gibi aktığı tek platform X (Adam parasını verdi ismini değiştirdi 😉). Bunun dışında ne dersek diyelim; gelişmelerden anında haberdar olup, farklı perspektiflerden yorum görebileceğimiz başka bir platform ne yazık ki yok.
Ben de kendimi bu kaynaktan azami miktarda beslemeye çalışıyorum. The next big thing’i inşaa eden insanlar bu tecrübelerini hali hazırda X(Twitter)’da paylaşıyor.
Daha önce hiç X(Twitter) kullanmadıysanız şu an gidip bir hesap açmanızı ve fikirlerine değer verdiğiniz insanları takibe almanızı tavsiye ediyorum.
Ben birkaç Türk ve yabancı örnek vereyim, takip ettikçe kendi zevkinizi bulur oturtursunuz
Twitter’da takip etmemeniz(!) gereken o hesaplar
Yabancı:
elonmusk: Açıklamaya gerek yok galiba
sama: OpenAI CEO’su, bu aralar drama bol
paulg: Dünyanın en ünlü hızlandırma programını Y Combinator’ın kurucusu
pmarca ve bhorowitz: Dünyaca ünlü a16z yatırım fonunun kurucuları, ilk cloud şirketi Loudcloud → Opsware’i kurup girişimcilik dünyasına imzalarını sağlam atmışlardır.
levelsio: nomadlist.com photoai.com gibi birçok projeye imza atmış solopreneur (tekli silahşör)lerin babası
marc_lou: Bu çocuk da çılgın bir tekli silahşör, shipfa.st isimli bir saas boilerplate’i var ve birsürü microsaas ürün yapıyor.
rauchg: vercel.com, bu araların en cool cloud şirketlerinden birinin CTOsu
supabase: Potansiyeli çok yüksek bir cloud database servisi, twitleri baya komik
balajis: the Network State fikrini ortaya atarak blockchain konusunda ilginç kapılar aralamıştır. Teknolojinin sosyolojik çıktıları konusunda çok iyi fikir yürütüyor
grantcardone: 10X’in isim babası olmasa da çok ekmeğini yemiştir. Önemli bir iş insanı satış eğitimi konusunda kanaat lideri, emlak piyasasının gülü
Türk:
omeratakoglu: bidolubaski.com’un kurucularından, şu an değer yatırımcılığı üzerine tweetler atıyor
fatihguner: Komunite.com.tr nin kurucusu. Çok sağlam girişimcilik içerikleri üretiyorlar. Twitleri sağlam :)
enishulli: 500ee fonu general partnerı benim anlatmama gerek yok, çok başarılı işler yapıyorlar. Takip listesinden yatırım yapmanız gereken şirketleri seçebilirsiniz :)
oguzalperoktem: Bu adam iş dünyasında agresifliğin kelime tanımı, çok twit atıyor ama takip edin derim buradan da öğrenecek çok şey var
fkadev: Türkiye’ye React’i ve chat promptlarını getiren adam 🤣
Buraya özellikle Türkiye’den yazacak çok fazla kişi var ama teker teker bakıp bulup yazmak doğruyu yanlışı ayırt etmek uzun iş, bir de her yazdığıma sallayacaksınız zaten, sevdiğiniz insanları takip edin sevmediklerinizi etmeyin.
11 kişi as kadro, 5 kişi yedek gibi dizmişim, Türklerden sahada 3 kişi başlasak 8 yabancı sınırıyla Süper Lig’de oynarız.
Ben de galiba maç sonu aşağıdaki açıklamayı yaparım.
Öptüm bay! (Hiç beklemediğiniz bir anda öpülebilirsiniz, işte böyle)